Extreme Job (2019)

Bu sayfadaki görseller için HanCinema'dan yararlanılmıştır.

Güney Kore'de 23 Ocak'ta gösterime giren film an îtibâriyle 2019'un -yerli ve yabancı dâhil- en çok seyredilen (16,264,806 seyirci) filmi konumunda. Tüm zamanlarda ise, 2014 târihli "The Admiral: Roaring Currents"ın ardından, en çok seyredilen ikinci yerli film unvânını kapmış durumda.
Soldan sağa:
Çömez Jae-hoon, kumarbaz Ma, Âmir Go, Jang Bak, kuralcı Young-Ho.
Prologda; henüz ekran aydınlanmadan duyduğumuz; siren seslerini tâkip eden telsiz konuşmaları ciddî bir operasyonun sinyallerini veriyor âdeta. Belli ki yetkin bir âmir, memurları yönlendiriyor. En azından birkaç sâniye için öyle sanıyoruz. Tâ ki salıncakta sallanan polisleri görene kadar. Süzme, aman seçme (!) polislerden oluşturulmuş beş kişilik özel narkotik birimi aldıkları tâlîmat gereği harekât sırasında etrâfa zarar vermemeye âzamî özen göstermektedir. Bu sebepten de neredeyse baskın yapacakları mekânın kapısını tıklatacak nezâkette ve titizlikte çalışırlar. Peki tüm bunlara değecek midir? Elbette hayır, zîra dibine kadar komedinin ortasına düşmek üzereyiz.


Tanıtma Filmi

Âmir Go (Ryu Seung-ryong) yaşına göre düşük rütbede takılıp kalmış, alt devrelerinin yükselişini seyretmiş biridir. Birimin çiçeği Dedektif Jang (Lee Ha-nee), dış görünüşüne takıntılı ve kumarbaz Dedektif Ma (Jin Seon-Kyu), işkolik ve kuralcı Dedektif Young-Ho (Lee Dong-Hwi), çömez ve hâliyle heyecanlı Dedektif Jae-hoon (Gong Myung) ile ses getirecek bir şeyler yapıp emekliliğinden önce terfî alma peşindedir. Yalnız, öylesine bahtsız bir gruptur ki bu, sıradan bir aracıyı yakalamakta dahi sorun yaşarken farklı birimler, onların asıl hedeflerine ulaşmaktadır. Neyse ki alt devresi olan Organize Suçlar Şefi Choi (Song Young-kyu), Âmir Go'ya uyuşturucu patronu Moo-bae (Shin Ha-kyun) hakkında tüyo verir. Böylece büyük balığın kokusunu alan ekibimiz, Moo-bae'nin sağ kolu Hong (Yang Hyun-min)'un kurduğu yeni çeteyi tâkîbe alır.

Rahatça gözlem yapabilmek için mahalledeki tavuk restoranını tercih eden beş kafadar, mekânın paket servis yaptığı yegâne adresin çete elemanlarına âit olduğunu öğrendiğinde sipâriş teslîminde görev almak ister. Sâhibinin, restoranı satışa çıkardığını duyduklarında ise heyecâna kapılıp devralmayı teklif ederler. Bu sâyede artık bir tavuk restoranı değil, büyük çapta bir operasyonun karargâhı hâline gelir. Elbette ufak bir sorun vardır: Dışarıda hâlen asılı duran tabela yüzünden, müşterilerin bundan haberi yoktur. Başlarda gelenleri bir şekilde savuşturur ya da dışarıdan sipâriş verip idâre ederler. İş ciddiye bindiğinde ise aralarında bir yarış düzenleyip en iyi tavuk kızartan Ma'yı ocak başına geçirirler. Onun ise soslu tavuk isteyen müşterilere sunabileceği tek şey âilesinin pirzola marinesi târifidir. Şaşırtıcı şekilde bu pirzola marineli tavuk beğenilir ve meşhur olur. Artık bir karar vermeliler; gizli operasyon yürütmeye çalışan başarısız polisler mi olacaklar, yoksa ünlü ve başarılı bir tavuk restoranı sâhibi gibi mi davranacaklar?

İlk otuz-kırk dakîkası müthiş eğlenceli geçen filmin buraya kadarki öyküsü pek orijinal görünebilir. Aslında oyunculuğa 2006 yılında, yazar Shuo Wang'ın yarı otobiyografik (Could Be Beautiful) romanından sinemaya uyarlanan ve Berlin'de -Panorama- Uluslararası Sanat Sinemaları Konfederasyonu (CICAE) ödülü kazanan -ülkemizde de 25. İstanbul Film Festivali programında yer alan- Yuan Zhang yapımı "Little Red Flowers"taki Bayan Tang rolüyle başlayan Xinyun Li (Xiaofeng Li)'nin ilk yönetmenlik deneyimi olan 2018 târihli "Lobster Cop" ile epey benzerlik teşkil ediyor. Orada da dört polis memuru gizli operasyon için bir ıstakoz restoranını devralıyorlar.

Filmde ne zamanki narkotik ekibi-tavuk restoranı bağı açığa kavuşuyor, hikâye bambaşka bir hâl alıyor. O âna değin aşırı tempolu ve mizah dolu olan film bir anda frene basıp âdeta geri vitese takıyor. Öyle ki sâdece öykü değil, tür de değişiyor. Artık suç-aksiyon arası gidip gelen bir filme dönüşüyor. Tabiî bu sırada mizahtan tümüyle vazgeçmiş de değil. Yer yer ekranda beliren kimi sahnelerle güldürmeye devam ediyor.

Son dönem G. Kore filmlerinin formülünde artık değişilmez parça hâline gelen "Araya muhakkak nostaljik bir şarkı ekle."yi burada da görüyoruz elbette. Bu kez de trot (öncül K-POP) şarkıcı Tae Jin-Ah'ın 1990 çıkışlı "Mian mianhae (I'm so sorry)" adlı parçasını dinleme şansı buluyoruz. Herhâlde, benzerine pek rastalanamayacak denli, kulağa eğlenceli gelen ezgiler barındıran bu vedâ şarkısını bir yeniden buluşma için kullanmak tam da böylesi mizâha uygun düşer sanırım. Tabiî eserle özdeşleşen el hareketleri de cabası.


Ek bilgi:
Film, 9 Şubat 2020 târihinde, ülkemizde "Zorlu Operasyon" adıyla TV'de gösterildi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

A Taxi Driver (2017)

The Witch: Part 1 - The Subversion (2019)

Dear Ex (2018)